Zeytin yaprağı, doğal ve bitkisel bir antibiyotik ve antioksidandır. Hastalıkların tedavisinde ve çeşitli hastalıkların önlenmesinde etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Zeytin yaprağının yapısında bulunan oleuropein ve eleonik asit, vücutta bulunan zararlı mikroorganizmaların etkisini azaltmaktadır. Bağışıklık sistemine zaman kazandıran bu özellik, bilimsel olarak keşfedilmiştir.

Zeytin yaprağı, özellikle oleuropein etken maddesi ile bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli yararlar sağlar. Bu etken maddenin, yani zeytin yaprağının anti-bakteriyel, anti-viral, anti-kanserojen ve anti-fungal etkileri olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Aynı zamanda çeşitli tıbbi rahatsızlıklara destek ürünü olarak yarar sağladığı ispat edilmiştir.

Zeytin ağacından veya yaprağından elde edilen toksik olmayan oleuropein maddesi, kanseri önleyici bir etkiye sahiptir. Oleuropein, kanserli hücrelerin çevresini geri dönüşümsüz olarak sararak yayılmalarını, çoğalmalarını ve diğer bölgelere sıçramalarını engeller. Belirli bir dozda ilaç şeklinde alındığında, ileri derecedeki kanserli hücrelerin kas liflerini parçalayıp çoğalmalarını önlemektedir.

Zeytin yaprağı ekstraktı, kan basıncını düşürücü ve kalp ritmini düzenleyici özellikleriyle bilinir. Koroner kan akışı üzerine olumlu etkileri ve kardiyovasküler sistemde çeşitli hastalıkları önlediği tespit edilmiştir. Oleuropein, antioksidan niteliğiyle LDL kolesterolünün okside olmasını önler ve damar sertliği oluşumunu azaltır. Toplam trigliserit ve kolesterol miktarını düşürür. Damarlarda trombositlerin bir araya gelmesini ve gruplaşmasını engeller. Atardamarların kasılmasıyla gerçekleşen düzensiz kalp atışlarını önler.

Hipertansiyon hastalarında, zeytin yaprağı ekstraktının kullanılmaya başlanmasından üç ay sonra önemli oranda yüksek kan basıncının düştüğü gözlenmiştir. Diyastolik ve sistolik kan basınçlarını düşürerek yüksek tansiyonu düzenler ve kalp ritim bozukluğunu düzeltir.

Oleuropein, diyabet hastalarında kan şekerini düzenleyici ve antioksidan etki gösterir. Diyabet hastalarının oksidatif strese ve serbest radikallere maruz kalması sonucunda nefropati, retinopati ve nöropati gibi komplikasyonlar geliştirdiği bilinmektedir.

Zeytin yaprağının mikroorganizmalara ve hastalıklara karşı vücut direncini artırmadaki etkisi, antimikrobiyal aktivitesinden kaynaklanır. Oleuropeinin birçok bakteri, küf, maya ve mantarı inhibe ettiği tespit edilmiştir. Oleuropeinin hidrolizi ile oluşan elenolik asit bileşiği ise birçok virüs türünü güçlü bir şekilde inhibe edici niteliğe sahiptir.

Zeytin yaprağından elde edilen fenolik bileşikler, E vitamininden daha güçlü antioksidan kapasitesine sahiptir. Bu bileşikler, antioksidan niteliği sayesinde LDL kolesterolünün bakır sülfatla oksidasyonunu önemli oranda önler. Böylece oksidasyona bağlı olarak gelişen enfarktüs ve damar sertliğinden, koroner kalp hastalıklarından ve periferik damar hastalıklarından korunma sağlar.

Oleuropein, menopozal osteoporoz olarak bilinen kemik erimesini durdurucu güce sahiptir. Antioksidan ve iltihaplanmayı önleyici nitelikteki fenolik bileşikleri sayesinde kemiklerde mineral madde yoğunluğunun azalmasını engeller.

Oleuropein, bağışıklık sistemini düzenleyici yeni bir bileşen olarak kullanılmaktadır. Kanda ve organlarda mikroorganizmaların gelişimini azaltarak, toplam antioksidan kapasitesini koruyarak bağışıklık sisteminin güçlenmesinde görev alır.